Hiç merak ettiniz mi, matematikte çok önemli bir yer ifade eden "0" (sıfır) sayısı nasıl bulunmuş? Nasıl kullanılmaya başlanmış?
Sıfır (“sıfr”) sözcüğü, Arapça’da ”boş” ya da "yok" anlamındadır.
Öncelikle hatırlatalım ki, eski hesap sistemlerinin çoğu - Romen rakamlarından oluşan say sistemleri idi.
Romalılar
1’i I,
5’i V,
10’u X,
50’yi L,
100’ü C,
500’ü D,
1000’i M
harflariyle gösteriyorlardı.
Romen rakamlarında “sıfır” düşüncesi gelişmemişti.
“Sıfır” için kullanılan “0” simgesinin, Yunanca “boşluk” anlamı “ouden” sözcüğünün ilk harfi olan omikron (o) harfindan geldiyi düşünülmektedir.
Bugünkü pozitif ve negatif sayılar düşüncesi, sıfır’ın icadıyla ortaya çıkmıştır.
Önceleri sıfır bir simgeyle değil de yalnızca aradakı bir boşlukla ifade ediliyordu.
Örneğin 502 sayısı "5 2" şeklinde yazılıyordu.
Daha sonraları sıfır için bir nokta (.) ya da çember (O) şekli kullanıldı.
"0" sembolüne ise ilk kez hintlilərin yazılarında rast gelindi.
9. yüzyıldan sonra İslam matematikçileri hesaplarında Hınt rakamlarını (sıfır ile birlikte dokuz rakam) kullanmaya başladılar.
Dünyada şu anda kullandığımız haliyle kullanılmadan evvel, böyle bir sayının ihtiyacını duyarak bir sembol şeklinde ilk kullananlar M.Ö. 3000 yıllarında Mısırlılardır.